Bizimle İletişime Geçin

Manşet

Çanakkale Savaşları Siperlerindeki Akhilleus

Yayınlandı

-

Çanakkale Savaşları’nın farklı pekçok aşaması vardır. Benim için bunlardan belki de en önemlisi 18 Mart 1915 sabah 10: 30’da İngiliz savaş gemisi Agamemnon’un Çanakkale Boğazı’na girerek savaşa başlamasıdır.

Bir İngiliz savaş gemisine neden, Hektor değil de Agamemnon adı verilir?

Ve bu savaş gemisi neden binyıllardır, uğruna savaşların yapıldığı Çanakkale Boğazı’nın sularına savaşmak için gönderilir?

Tüm bu olayların bir tesadüf olmadığına inanıyorum. Çünkü Çanakkale Boğazı’na doğru savaşmak için yola çıkan Avrupalı askerlerin günlüklerini okuduğunuzda bu soruların cevabını satır aralarında bulabiliyorsunuz.

Eğer Homerik coğrafyada savaşa gidiyorsanız, o savaş sıradan bir savaş değildir, siz de sıradan bir asker değilsinizdir. Aynı topraklarda binlerce yıl önce savaşan askerlerin kanları ve tinleri üstünüze sinmiştir. Savaşırsanız, onlar gibi kahramanca savaşır; ölünce onlar gibi kahramanca ölürsünüz. O topraklarda binyıllarca önce savaşanların sesleri kullaklarınızdan gitmez.

İşte 1915’de iki kıtayı, iki denizi ve iki farklı kültür dünyasını birbirinden ayıran, ama aynı zamanda birleştiren bu coğrafyada savaşan askerlerin hissettikleridir bunlardır.

Kulaklarında bu topraklardaki ilk ve en büyük savaşı destanlaştırarak ölümsüzleştiren Homeros’tan dizeleri, dudaklarında İlyada Destanı kahramanlarının sözleri…

Büyük acılar ve ölümlerle başlayan 20. yüzyılın modern kahramanları, kendilerini antik dönem kahramanları üzerinden anlatma gereksinimi duyarlar.

Aslında bu konu yaklaşık 80 yıldır farklı yönleriyle ele alınmaktadır. Savaş Şiiri ya da Savaş Şairleri olarak olarak adlandırılan bu çalışmalar, 1. Dünya Savaşı sırasında, ama özellikle Gelibolu Savaşları (Avrupa terminolojisinde Çanakkale Savaşları için verilen isim) yer almış 2225 savaş şairi konusunda çalışma bulunmaktadır. Bu askerler evlerine yazdıkları mektuplarında ya da tutukları günlüklerinde duygularını antik dönem kahrmanları üzerinde, ama özellikle de Homeros kahramanları üzerinden anlatmışlardır.

Yaklaşık bir yıl önce bu konuyu ele alan önemli bir çalışma yayınlandı:

Elizabeth Vandiver. Stand in the Trench, Achilles. Classical Reception in British Poetry of the Great War. Oxford University Press. 2010.

Vandiver, savaş şairlerinin kültürel kökenlerine inerek konuyu edebiyat sosyolojisi açısından inceliyor. Çalışmanın büyük bir bölümünü Gelibolu Savaşları sırasındaki şair askerlerin, Homeros kahramanları algılamasına ayırmış. Savaşa giderken, cephede ya da ağır yaralıyken, kendi kaderindeki Troia Savaşı kahramanlarını, ya da Troia Savaşı kahramanlarındaki kendi durumunu anlatan şairleri ve şiirleri analiz ediyor Vandiver.  Pekçok şiirden de örnekler var. Bunlardan bir tanesi Patrick Shaw-Stewart şiiri.

Ölümünden sonra bulunan günlüklerindeki şiir şöyle:

‘Bu sabah ölmek istemeyen

birisini gördüm:

sordum, cevap veremedi,

öylesine aksini isterdim ki.

 

Bu sabah öylesine güzel doğdu ki gün

Çanakkale Boğazı’na karşı;

Meltem rüzgarı okşuyor sabahın yanaklarını

Top mermileri kadar soğuk her yer

 

Ama diğer mermiler bekliyor

Ege Denizi’nde

Şarapnel ve ağır batlayıcı

Mermiler ve cehennem benim için.

 

Hey cehennem gemileri ve kentler

Benim gibi cehennemin içinde

Ölümcül ikinci Helen’ peşinden

Neden geldim peşinden senin?

 

Akhilleus Troialıların yurduna geldi

Bense Gelibolu’na

O öfkesinin ardından döndü savaşa

Bense üç günlük barıştan.

 

Çok mu zordu Akhillues

Öylesine zor muydu ölmek?

Sen biliyorsun bu,

Öylesine mutlu olan bense, bilmiyorum.

 

Bu sabah döneceğim Imbros(Gökçeada)’dan

Denize doğru;

Siperdeki Akhillues

Ateşler altında, ateş ediyor benim için’’[1]

 

Evet, tüm silah arkadaşlarını kendisi için çarpışan bir antik kahramana dönüştürür şair.

Çünkü o savaş (Troia Savaşı) bu (Çanakkale Savaşları) savaştır.

O coğrafya bu coğrafyadır.

 


[1] Umarım bu kitabın ve kitaptaki şiirlerin daha iyi çevirileri biran önce yapılır.

Okumaya Devam Et
Tanıtım
Yorumlar

2 Yorum

  1. Ali AYDIN

    14 Mart 2012 at 18:22

    Aslında truva savaşları,genelde kadın ve hırs için yapıldığından bir yönüyle “ŞEHVET SAVAŞLARIDIR” o açıdan bakıldığında 1915 ÇANAKKALE savaşlarının önemi bir kat daha gündeme gelir.

  2. hakan altın

    15 Mart 2012 at 10:02

    truva savaşları kadın yüzündenmi yapılmış. filmi seyredip yorum yapıyorsunuz

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

BİRİM HABERLERİ

ÇOMÜ’de Güz Şenlikleri Gerçekleştirildi

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Güz Şenlikleri kapsamında düzenlenen “Öğrenci Toplulukları Tanıtım Günleri”, “Çanakkale Kurumları-Öğrenci Buluşması” ve “Konserler” Terzioğlu Yerleşkesi Öğrenci Sosyal Etkinlik Merkezi (ÖSEM) önünde gerçekleştirildi.

Güz Şenliklerinin açılışına; Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Turan Ünüvar, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Murat, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Okhan Akdur, Prof. Dr. Hüseyin Erkul, Genel Sekreter Ayhan Monus, İŞKUR Çanakkale İl Müdürü Mehmet Uğur Yavuz’un yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı.

ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Murat, toplulukların yaptığı etkinlikleri duyurabilmek ve yeni üyeler kazanabilmek için açılan stantları gezerek toplulukların yaptığı etkinliklerle ilgili bilgiler aldı ve öğrencilerin sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler ile ilgilenmelerinin çok önemli olduğunu ve bu anlamda yönetim olarak öğrencileri desteklediklerini ifade etti.

ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Murat, Çanakkale İl Sağlık Müdürlüğü’nün standında organ bağışında bulundu.

Güz Şenliklerinin ilk gününde Çanakkale’nin Yerel Müzik Grubu “Sarpedon”, ikinci günü ise “Vahit Yurdagün Band” sahne aldı ve ÇOMÜ’lü öğrencilere keyifli anlar yaşattı.

54 öğrenci topluluğunun yanı sıra Çanakkale Valiliği Açık Kapı Birimi, Çanakkale Belediyesi, İl Emniyet Müdürlüğü, İl Müftülüğü, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, İŞKUR ve İl Sağlık Müdürlüğü’nün stant açtığı Güz Şenlikleri öğrencilerin büyük beğenisini topladı.

Kaynak: comu.edu.tr

Okumaya Devam Et

Bilim Teknoloji

ÇOMÜ’lü Akademisyene “Üstün Başarı Ödülü”

Yayınlandı

-

Yayımlayan

2022-2023 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Törende; Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Başaran’a Yükseköğretim Kurulu Milli Yenilik ve Üstün Başarı Ödülü verildi.

Prof. Dr. Mustafa Başaran ve araştırma ekibi tarafından geliştirilen ve 2021 yılında Patent tescili alınan Nitirifikasyon İnhibitörlü gübre, sektörde “Yavaş Salınımlı veya Akıllı Gübre” olarak bilinen ileri teknoloji gübreler sınıfına girmektedir. Prof. Dr. Başaran tarafından kurulan ve bir Tekno Girişim şirketi olan Doğatech AR-GE A.Ş. tarafından üretimi yapılan gübre; azotlu gübrelerden azotun yıkanarak veya gaz şeklinde kayıplarını azaltan özel bir teknolojiye sahiptir. Klasik gübrelerde bazı koşullarda %70 oranına kadar azot kayıpları gerçekleşmektedir. Nitrifikasyon inhibitörü ise azot kayıplarına neden olan koşulları geçici olarak ortadan kaldırarak yeraltı sularına veya atmosfere kaybolacak azotun tarımsal üretime katılmasına, verim ve kalitenin artmasına katkı sağlamaktadır. Çoğunlukla Avrupalı gübre markaların piyasaya hakim olduğu bu gübre  grubunda YÖK Üstün Başarı Ödülüne layık görülen bu buluş, bütünüyle milli bir teknoloji olup yabancı teknolojiler ile rekabet ederek ve ithalatın önüne geçerek ülke ekonomisine katkı sağlamayı amaçlıyor.

Kaynak: comu.edu.tr

Okumaya Devam Et

BİRİM HABERLERİ

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ÇOMÜ’deydi

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu‘nun katılımıyla “Lojistik, Mobilite ve Dijitalleşme Ekseninde Türkiye’nin Ulaşım Vizyonu” konferansı Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Troya Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.

Konferansa, Çanakkale Valisi İlhami Aktaş, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Enver İskurt, AK Parti Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Murat, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Hüseyin Erkul, Prof. Dr. Pelin Kanten, Prof. Dr. Okhan Akdur, ÇOMÜ Genel Sekreteri Ayhan Monus,  İl Emniyet Müdürü Faruk Karaduman, İl Jandarma Komutanı Albay Sadi Akman, İl Genel Meclisi Başkanı Nejat Önder, Gestaş Genel Müdürü Mahir Sevinç, Çanakkale protokolü, STK Temsilcileri, akademik ve idari personelin yanı sıra öğrenciler katıldı. Program; ÇOMÜ Devlet Konservatuarı Müzik Bölümü Öğr. Gör. Sedat Çılgın, yüksek lisans öğrencileri  Ceyhun Demir ve Derya Şentürk tarafından icra edilen Türk Halk Müziği dinletisi ile başladı.

Açılış konuşmasını yapan ÇOMÜ Rektörü Prof.Dr. Sedat Murat, “Dünya çok önemli bir çağ yaşıyor. Günümüzde artık öyle bir noktaya gelindi ki saniyeler içerisinde büyük değişiklikler oluyor. Teknolojiyi iyi kullanan dünyaya da hakim oluyor. Bu çağa ayak uyduran ülkemiz de ulaşımdan, iletişime, sanayiye kadar yapılan çalışmalar ile artık söz sahibi. Türkiye sözü dinlenen bir ülke haline geldi. Osmangazi Köprüsü, Çanakkale Köprüsü dedelerimizin rüyasıydı. Teknolojik gelişmelerde, asla sınır taşımayan hayaller kurmalıyız. Gelecekte ne hayal edersek bunlar gerçekleşecek. Hocalarımıza her zaman söylüyorum, gece gündüz çalışmak zorundayız. Ben bu imanla, azimle, kararlılıkla hocalarımızın bu bilgileri, öğrencilerimize aktarmasını istiyorum. Bugün dünden, yarın bugünden iyi olacak” dedi.

Açılış konuşmasının ardından Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu tarafından verilen “Lojistik, Mobilite ve Dijitalleşme Ekseninde Türkiye’nin Ulaşım Vizyonu” konferansına geçildi. Gelişmenin, kalkınmanın olmazsa olmazının ulaşım olduğunu vurgulayan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Bakanlık olarak insan, veri ve yük taşıdıklarını, taşıdıkları bu 3 unsuru güvenli, kolay ve hızlı yapmak için projeler ürettiklerini belirtti.

1915 Çanakkale Köprüsü’nün dünyaya örnek projelerden olduğunu dile getiren Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “2023 metre orta açıklığı, deniz üzerinde 318 metrelik yüksekliğiyle dünyanın en büyük köprüsünü Çanakkale’ye inşa ederek önemli bir lojistik koridoru, yani saatlerce süren bir feribot yolculuğunu sadece altı dakikaya düşürdük. Bunu yıllar boyu anlatacağız. Bu bir matematiktir aslında. Hem bu köprünün içerisinde bir matematik formülleri var. Bunun finansal olarak da bir matematik formülü var. Çünkü burada bir yapım maliyeti var. Bu yapım maliyetini siz devlet bütçesini de yapsanız da kısa zamanda ödemeniz gerekiyor ama devlet bütçesinden bunu yapma imkanınız yok. Uzun yıllara yayılan bir finansal modelle bu projeyi yaptık ve 4 yıl gibi böyle ileri teknoloji gerektiren bir projeyi bitirip ülkemize kazandırdık. Ülkemizin coğrafi konumunun avantajlarını mutlaka fırsata çevirmemiz gerekmektedir. Avantajların etkilerini ilerleyen yıllarda göreceğiz. Planlamalarımızı bunun üzerine kurduk ve çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

Konferans, hediye takdimi ve fotoğraf çekimiyle son buldu. Programın ardından ÇOMÜ Rektörlük Binası önünde fidan dikimi yapıldı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu tarafından ÇOMÜ Şeref Defteri imzalandı.

Kaynak: comu.edu.tr

Okumaya Devam Et

BU AY ÇOK OKUNANLAR