Bizimle İletişime Geçin

Editörün seçtikleri

Kim bu “bildirici” akademisyenler?

Yayınlandı

-

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “karanlık aydınlar” diyerek eleştirdiği akademisyenlerin ortak özelliği PKK yandaşlığıyla sınırlı değil. Akademisyenler, aynı zamanda sözde Ermeni Soykırımı’nı savunurken hükümeti devirmeye yönelik başlatılan Gezi olaylarına verdikleri destekle dikkat çekiyor.

Devleti katliam yapmakla suçlayan, kendilerine ‘Barış İçin Akademisyenler’ adını veren 128 kişilik grup, içerisinde PKK adı dahi geçmeyen ve “Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesi gerekiyor” gibi skandal ifadelerin yer aldığı bildiriye imza attı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu akademisyenlerin teröre destek veren bildiriye imza atmasına çok sert tepki gösterdi. YÖK, “Bu bildiri ile ilgili olarak hukuk çerçevesinde gereği yapılacaktır” dedi.

Yenişafak’ın haberine göre bildiriye imza atan akademisyenlerin genel bakışı ise şöyle;

Koray Çalışkan: Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü öğretim üyesi iken Kasım seçimlerinde CHP’den aday olmak için görevin bıraktı. Seçimde umduğunu bulamayan Çalışkan’ın en belirgin özelliği ise Erdoğan düşmanlığı. Hemen her toplumsal olaydan sonra ve milli maç beraberliğini bile Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlayan CHP’nin akıl hocası Koray Çalışkan, Fransa’yı kana bulayan terör saldırıların ardında, “Paris katliamı kaostan siyasi iktidar peydahlamaya çalışan Siyasi İslamcılığın son utancı olur inşallah” tweeti ile bakış açısını kanıtlamıştı.

16 şehit verdiğimiz Dağlıca baskını sonrası Çalışkan, terörün ve şehitlerin sorumlusunun da PKK değil hükümet olduğunu söyledi.

Baskın Oran : Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi Hendekçi akademisyenlerden. 15 Aralık 2008’de öğretim üyeleri ve gazetecilerden oluşan bir grupla birlikte kendi ifadeleriyle “1915’te Osmanlı Ermenileri’nin maruz kaldığı büyük felâket” dedikleri sözde Ermeni Soykırımı ile ilgili başlatılan “Ermenilerden Özür Diliyoruz” isimli imza kampanyasına öncülük edenlerden.

Bir dönem akil insanlar heyeti içerisinde de görev yapan Oran, 20 Aralık 2015’de Zaman Gazetesi’nde yayınlanan röportajında, el bombası ve molotof atan PKK militanları için, “Biz bu çocukları kazanamadık. Bu çocukları artık PKK ve KCK da kontrol edemiyor” diyor. Bir başka gazeteye verdiği röportajda ise hendekçi teröristerin siyasi kolu olan HDP’nin 2015 yılı içerisinde 150’den fazla binasına saldırıldığını ve saldırganların ceza almadığından dem vuruyor.

İzzetin Önder : Uzun süre Cumhuriyet Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapmıştır. Profesör Önder, halen İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Kürsüsü’nde görevini sürdürmekte. Önder,Kürt hareketinin sol kesimle güç birliği yaparak ayakta kalabileceği fikrini destekleyenlerden biri.

Mesut Yeğen: ODTÜ Sosyoloji Bölümü’nde öğretim görevlisi olan Yeğen’in Kürt sorunu üzerine yazılmış 5 kitabı var. Dağlıca baskınını ve son bir kaç haftadaki gelişmeleri ‘tercüme’ eden Prof. Dr. Yeğen “Kürt sorununda sihirli çözüm PKK, Ergenekon ve Balyoz’a af” olduğunu söylerken, Hakkâri Dağlıca’da şehit dilen 16 askerimize yapılan hain saldırıya “PKK prestijini onaracak bir iş yaptı” diyerek haddini aşan bir açıklama yapmıştır.

Ahmet İnsel: Galatasaray Üniversitesi’nde İktisat Bölümü Başkanlığı’nı ypan İnsel, Baskın Oran’ında içinde bulunduğu 15 Aralık 2008 tarihli sözde Ermeni soykırımı için “Ermenilerden Özür Diliyoruz” kampanyasını başlatmıştır. Devletin PKK’ya yönelik kararlı duruşunu, “devlet terörüne dönüşen şiddet politikası” şeklinde niteleyen İnsel, HDP’yi terör, şiddet eylemlerinin sorumlusu olarak göstermeye çalışmasının demokrasiye yapılmış en büyük saldırılardan bir tanesi olduğunu söylüyor.

Şebnem Korur Fincancı: İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görevli olan Korur, Ergenekon davasına bireysel olarak itiraz eden tek kişi. 1 Haziran 2008’de Barış Meclisi tarafından düzenlenen “Yeter! Kürt sorununda demokratik çözüm istiyoruz” mitingine destek veren Korur, 11 Eylül 2015 birçok ünlü ismimle birlikte yayımladıkları bildiride “Devlet PKK’ya yönelik operasyonları durdurulmalıdır” açıklamasına imzasını attı.

Büşra Ersanlı: BDP Siyaset Akademisi’nde dersler veren Ersanlı, BDP parti meclisine demokratik bir anayasa taslağı hazırlanması çalışmaları çerçevesinde destek vermiştir. Ersanlı, Kasım 2011 de KCK davası kapsamında “örgüt üyeliği ve örgüt yöneticisi” olduğu iddiasıyla tutuklanmış ve 9 ay cezaevinde kalmıştır.

Ali Akay: Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyelisi olan Akay, hükümete karşı ayaklanan ve hükümeti devirmeyi hedefleyen Gezi olaylarını ‘direniş’ olarak nitelendirenlerden. Akay’ın da görevli olduğu MSÜ’de düzenlenen ‘Marksizm’in ve Sosyalizm’in Sorunları’ sempozyumuna PKK lideri Öcalan’ı davet edilmiş, davet maili ise HDP’li Sırrı Süreyya Önder’in mail adresine gönderilmişti.

Ali Gökmen: Orta Doğu Teknik Üniversitesi bölümü öğretim üyesidir. 2012 Haziran’ıda CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün 27 Mart 2012’de dhkp-c üyeliği ve propagandası suçlamasıyla tutuklanan ODTÜ öğrencisi İlhan Kaya ile ilgili düzenlediği basın toplantısındaki konuşmacılardan biri de Ortadoğu Öğretim Elemanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Ali Gökmen’di.

Begüm Özkaynak: Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nde görevli Özkaynak, PKK’nın Marmara sorumlusu olduğu iddiasıyla Kandil’e sunum yapmaya giderken Sabiha Gökçen havaalanında gözaltına alınan Hakan Demir’e desteği ile hatırlanıyor. Ocak 2013’de ODTÜ’lü PKKve KCK bağlantılı öğrencilerin hükümet karşıtı gösterilerine destek veren Akademisyenlerden biri.

İbrahim Kabaoğlu: Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Anayasa Hukuku Kürsü Başkanlığı görevini yürüten Prof. Kabaoğlu, İç Güvenlik Paketi’ni uygun görmediğini belirtirken, molotof kullanılmasının yasaklanmasını da gereksiz olduğunu söylüyor. Kabaoğlu, Gezi olaylarını barışçıl eylemler olarak nitelendirenlerden.

Nevin Yıldız Tahincioğlu: Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Yrd. Doç. Dr. Nevin Yıldız Tahincioğlu, Hrant Dink Vakfı üyeliğinde “Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler” hakkında konferanslar vermiştir. Tahincioğlu, Sözde Ermeni, soykırımının baş destekçilerinden biri olup, söylemlerini tamamen Ermeni halkının ezilmişliği iddiası üzerinden sürdürmektedir.

İ. Kuban Altınel: Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde öğretim görevlisi olan Altınel, 1 Mart 2003’te TBMM’nin “yabancı asker bulundurma ve ülke dışına asker gönderme” tezkeresini onaylamayan 116 üniversite profesörünün yazılı açıklamasında imzası bulunuyor.

Boğaziçi Üniversitesi’nden Silivri’de Ergenekon davasında tutuklanan kişiler için bir duyuru yayımlayan 61 akademisyen, “Aydınların durumunu kaygıyla izlediğimizi duyurmak istiyoruz” dediler. Bu isimler arasında Kuban Altınel de yer alıyor.

Kudret Çobanlı: İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak çalışan Çobanlı, 2005 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen Ermeni Soykırımı’nı eleştirel olarak ilk defa masaya yatıran konferansın, baskılar sonucunda Bilgi Üniversitesi’nde yapılamadığından yakınlardandı.

Nilüfer Göle: Sosyoloji profesörü ve yazar olan Göle; İslam, kamusal alan ve çoğul modernite ilişkisi üzerine yaptığı çalışmalarla dikkat çekiyor. Cumhuriyet Gazetesi’ne verdiği bir röportajda HDP’nin Türkiye’nin demokratikleşmesinde anahtar aktör olduğunu savunarak şunları söylüyor;

“Demirtaş’ın Türkiye’nin birbirine yabancı olan doğusu ve batısını yakınlaştırdı. Hegemonya karşısındaki ümitsizlik ve karşıtlığı pozitif bir söyleme çevirerek farklı toplumsal azınlıkları kendi havzasında toplamayı başardı”

Levent Köker : Yakındoğu Üniversitesi Hukuk Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görevli. Ayrıca Zaman Gazetesi’nde de bir dönem köşe yazarlığı da yapan Köker, Fethullah Gülen cemaatinin resmen sahiplendiği Abant Platformu’nun dönem başkanıdır.

İrfan Açıkgöz: Dicle Üniversitesi’nde öğretim Görevlisi olan Açıkgöz geçtiğimiz günlerdeki bir yazısında Beyaz Şov’da PKK propagandası yapan Ayşe Öğretmen’e verdiği destekle dikkat çekiyor.

“Televizyon ekranında “insanlar ölüyor” dediği için hakkında soruşturma başlatılan vatandaşın durumunu ve söz konusu kanal ile sunucunun soruşturulduğunu ve tehdit edildiğini izliyoruz. Malum kanallar ve basın-yayın organları gerçekleri gizliyor diye ölümler olmuyor gibi mi davranacağız yani?”

Açıkgöz, 7 Haziran seçimlerinden sonra güzel ve olumlu bir seçim tablosu çıktığını, halkın iradesinin sayılmayıp erken seçimin gündeme alındığını iddia edenler arasında.

Ferdan Ergut: Yeşiller ve Sol Gelecek MYK üyesi ve ODTÜ Tarih Bölümü Öğretim Üyesi olan Ferdan Ergut, Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin genel başkanlığını yapmıştır.

Erol Katırcıoğlu: 7 Haziran sonrası Davutoğlu’nun ‘tek ihtimal erken seçim’ açıklaması ardından “Anlaşılan AKP düzgün bir biçimde iktidarı bırakmayacak. Bu durumda yeni ve yaratıcı eylem biçimleri bularak bu partiyi alaşağı etmek gerek.” Şeklinde skandal bir tweet atan köşe yazarı.

Bir televizyon kanalında canlı yayına katılan Katırcıoğlu, Binbaşı Arslan Kulaksız’ın şehit edilmesi için “Bir binbaşının öldürülmüş olması üzüntü verici fakat Tansu Çiller zamanında da birçok faili meçhul yaşandı” sözlerini kullandı.

Ceren Sözeri: Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Ceren Sözeri, Hrant Dink’in ölümünü dair iddiası şöyle;

“Öncelikle şunu açıklığa kavuşturalım Hrant Dink yalnızca iyi bir gazeteci ya da devletin resmi görüşüne aykırı birtakım düşüncelerini açıklayan yazar olduğu için değil devletin resmi görüşüne aykırı olan birtakım düşüncelerini açıklayan Ermeni bir gazeteci olduğu için öldürüldü.”

Biray Kolluoğlu: Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde profesör olan Biray Kolluoğlu, HDP’nin mecliste olmasının anti-demokratik ve otoriter rejime karşı, siyaset alanlarımızın genişletilmesi için bir yol açacağı düşüncesiyle ‘1000 Feministten HDP’ye Destek Açıklaması’na adını yazdırmıştır.

Abbas Vali: Boğaziçi Üniversitesi’nde Sosyoloji Bölümü’nde ders veren Vali, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile eski Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KRG) Başkanı ve Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) Genel Başkan Yardımcısı Neçirvan Barzani’nin ısrarları üzerine 2005 yılında Erbil’de Kürdistan Üniversitesi’ni kurdu ve rektörlüğünü yaptı.

Okumaya Devam Et
Tanıtım
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Editörün seçtikleri

3 Nisan’da isteğe bağlı yüz yüze eğitime geçiliyor

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Fotoğraf: ensonhaber.com

YÖK, 3 Nisan itibarıyla üniversitelerde uzaktan öğretimle birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebileceğini açıkladı.

6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketinin ardından Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), üniversiteler için yeni bir karar almıştı.

Buna göre üniversite öğrencilerinin eğitimine devam edebilmesi için uzaktan eğitim modeline geçilmişti.

Alınan kararın ardından bugün Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, kameraların karşısına geçti.

3 Nisan’da isteğe bağlı yüz yüze eğitime geçiliyor

Özvar, üniversitelerde 2022-2023 eğitim öğretim yılı bahar döneminin nasıl devam edeceğine ilişkin kamuoyunu bilgilendirdi.

Buna göre 3 Nisan itibarıyla üniversitelerde uzaktan öğretimle birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebileceği açıklandı.

Ara sınavlar uzaktan yapılabilecek

YÖK Başkanı Özvar ayrıca, bahar dönemindeki ara sınavların şeffaflık ve denetlenebilirlik ilkesi esas alınarak uzaktan öğretim yöntemleriyle çevrim içi yapılacağını da bildirdi.

İşte YÖK Başkanı Özvar’ın açıkladığı kararlar

YÖK Başkanı Erol Özvar’ın açıklamalarına göre alınan kararlar şu şekilde:

“Halihazırda uygulanmakta olan uzaktan öğretim ile birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebilmesine,

Yükseköğretim kurumlarının bir dersin hem uzaktan öğretim ile hem de yüz yüze verilebilmesine ilişkin kararları ilgili kurullarında alarak gerekli düzenlemeleri yapmalarına,

Yürürlükte olan “Yükseköğretim Kurumlarında Uzaktan Öğretime İlişkin Usul ve Esaslar”ın 6 ncı maddesinde yer verilen bir yarıyıldaki derslerin AKTS kredilerine göre en fazla %30’unun uzaktan öğretim yoluyla verilebileceği” yönündeki kısıtlamanın uygulanmamasına,

Özel öğrenci olarak başka bir yükseköğretim kurumunda eğitime devam etmekte olan öğrencilerin bu eğitimlerini aynı şekilde sürdürebilmelerine,

Nisan ayına ertelenmiş olan “derslere ait uygulamalar”ın, yükseköğretim kurumlarının ilgili kurullarının alacağı kararlar ile ödev, proje vb. şekilde veya bahar dönemi içinde, yaz döneminde ya da bir sonraki eğitim ve öğretim döneminde yüz yüze yapılabilmesine,

Bahar dönemindeki ara sınavların (özel öğrencilik hakkı verilen uygulama eğitimi içeren programlar hariç) “şeffaflık ve denetlenebilirlik” ilkesi esas alınarak uzaktan öğretim yöntemleriyle çevrimiçi yapılmasına,

Yapılacak değerlendirmelerde; açık uçlu ya da çoktan seçmeli çevrimiçi sınavlar, ödevler, çevrimiçi kısa sınavlar, projeler, Öğrenme Yönetim Sistemi (ÖYS) etkinlikleri, ÖYS kullanım analitikleri ve benzeri uygulamaların kullanılabilmesine,

Yarıyıl sonu, tek ders, tez izleme, yeterlilik sınavı gibi sınavların ise ne zaman ve nasıl yapılacağının yükseköğretim kurumlarının yetkili kurulları tarafından belirlenmesine karar verilmiştir.”

Kaynak: ensonhaber.com

Okumaya Devam Et

Editörün seçtikleri

ÜBYS’den ders seçimi ve kayıt yenileme işlemleri nasıl yapılır?

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ders seçimi ve kayıt işlemleri 26 Eylül- 7 Ekim 2022 tarihleri arasında yapılacak. 

Peki bu işlemleri nasıl mı yapacaksınız? İşte cevabı:

Okumaya Devam Et

Editörün seçtikleri

ÇOMÜ’de İsteğe Bağlı Hazırlık Sınıfı Olan Programlar…

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde 7 Fakültede toplam 16 bölümde isteğe bağlı hazırlık sınıfı olan program bulunuyor.

Okumaya Devam Et

BU AY ÇOK OKUNANLAR