Bizimle İletişime Geçin

Genel

‘gül parmaklı şafak’

Yayınlandı

-

Modern Homeros araştırmaları İlyada ve Odysseia destanlarının ortaya çıkışları ve şekillenmelerinin yüzyıllarca devam eden sözel bir geleneğe (oral poetry) dayandırıyorlar. Troia’nın yakılıp yıkılması ve Odysseus’un yurduna geri dönüş eposları uzun bir kahramanlık destanlarının sadece bir bölümüydüler. Bu destanların sözel bir temele dayanmış olduğu, Homeros filologları arasında çok büyük bir kesinlikle kabul edilmektedir. Dize ölçülerinin yapısı, bazı sahneler ya da dize grupları bu kahramanlık destanlarının kuşaktan kuşağa geçmesini sağlamıştır. Homeros destanlarındaki bu sözel özelliğin kesinlik kazanmasını Amerikalı Milman Parry‘nin 1920’li yıllarda yaptığı ‘oral poetry’ çalışmalarına borçluyuz.

Yugaslavya’daki Sırb-Koart halk eposlarını ele alan söz konusu bu çalışmalarda, Homeros destanlarında olduğu gibi dinleyiciler önünde tüm destan ezberden okunmaktaydı. Bu iki şiir formları arasındaki benzerlik oldukça şaşırtıcı düzeydedir. Homeros destanlarının şiirselliği ve içeriği Yugoslav eposlarından karşılaştırılmayacak kadar üstün olmakla beraber, şiirsel form  sözel anlamda önemli benzerlikler dikkati çekmiştir. ‘Oral Poetry’ konusunda benzeri çalışmalar Afrika, İrlanda ve Polynesya’da da gerçekleştirilmiş ve benzeri sonuçlar elde edilmiştir. Anadolu destanları üzerine araştırmalar yapmış Yaşar Kemal ise Anadolu’daki yaşayan epik geleneği Homeros’a kadar geri götürüp, kendisinin şahit olduğu iki gün ezberden destanlar okuyan ozanlardan bahseder.

Homeros destanlarında göze çarpan ilk özellik aynı biçimdeki birçok dize gruplarının sürekli tekrarlandığıdır. Neredeyse dizelerin üçte biri bu tür tekrarlamalardan meydana gelmektedir. İşte bu değişmez bir forma sahip söz ve söz grupları destanı okuyan kişiye büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Bu dize grupları kolaylıkla hazır öğeler olarak destanın devamlılık kazanmasında kullanılabilinmekteydi. Ayrıca böylece belirli kişi, doğal çevre ve benzeri öğeler kolaylıkla karekterize edilebilinmekteydi. Örneğin Odysseuss ‘çok akıllı, kurnaz’, Akhilleus ‘ayağıtez’, Hektor ‘pardılyan miğferli’dir; Olympos ‘büyük’, İlios ise ‘rüzgarlıdır’, Agamemnon ise ‘halkların çobanı’, her gün doğan şafak ise ‘gül parmak’lıdır. Homeros destanındaki sıfatlar da anlatılan duruma ister uysun ister uymasın kesinlikle değişmezler. Örneğin gemi karaya çekilmiş de olsa çekilmemiş de her zaman ‘tez gidendir’gökyüzü her zaman ‘yıldızlı’dır.

İşte bu tür kalıplaşmış anlatım tarzları destanı ezberden okuyanlara büyük kolaylık sağlıyordu. Güneşin doğuşu, denizin hali gibi hangi bir durumu ya da bir kişiyi anlatırken daha önce belirlenmiş anlatım kalıplarını seçerek, kendisini daha çok destanın akışına verebilmekteydi.

Destanların kuşaktan kuşağa sözel olarak aktarılabilinmesindeki diğer önemli özellik ise Homeros destanlarının ‘heksametron’ denilen altı ölçülü bir vezin kalıbına sahip olmasıdır. Bu kalıp altı kez tekrarlanan ritmik öğelerden meydana gelmektedir. Yani bir ‘heksemetron’ oluşturmak için alt öğenin (söz gruplarının) bir uzun hece, iki kısa hece ya da iki kısa hecenin yerine bir uzun hece gelecek şekilde oluşturulmasıdır. Homeros destanlarında altılı vezinin bir çok farklı versiyonuna rastlanır. Değiştirilemeyen bu kalıp hem destanların yüzyıllarca değişmeden kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlamış hem de destanları ezbere okuyan ozanların işini kolaylaştırmıştır.

İşte destanların ozanların bellekleriyle yüceleştiği bir kuştan diğer kuşağın ezberine aktarıldığı bu dönemde çok önemli bir şey gerçekleşir:

M.Ö. 800’lerde uzak bölgelerle olan ilişkiler sonucunda yeni bir dönem başlar. Doğu’dan alınan pekçok gelişme Greklerin yaşamında çok büyük değişikliklere yol açar. Söz konusu bu gelişmelerin en önemlisi yazıdır. Antiocheia (Antakya)’ya oldukça yakın Levant bölgesinde (günümüzdeki Al Mina) Grek ve Finikeli tüccarlar, o dönemdeki Akdeniz deniz ticaretinin bir sonucu olarak, uzun zama bir arada yaşamışlardır. Grekli tüccarlar, Al Mina’da Finikelilerin o dönemde yaygın bir şekilde kullandığı yazı tekniklerini çok iyi gözlemlemiş ve bir süre sonra da bu tekniği kopyalamışlardır. Harfler sırasıyla alınmış, alep, bet, gimel, dalet..;  alpha, beta, gamma, delta’ya dönüşmüştür. Finikeliler sadece ünsüz harflerle yazmaktadırlar, Grekler bunlara beş sesli harf daha eklemişlerdir. Böylece yeni yapılan 26 harf sistemiyle istenilen her söz, harflerle anlaşılabilecek bir tarzda yeniden aktarılabilecektir. Böylelikle de Avrupa’da halen bir tür Latince versiyonu kullanılan sesli alfabe doğmuştur. M.Ö. 1200’lerde Miken saraylarının yokolmasıyla unuttulan ve  400 yıl Greklerin alfabesiz yaşamasına neden olan bu durum ortadan kalkmış ve yüzyıllar sonra Grekler nihayet tekrar alfabeye kavuşmuşlardır.

İşte tam bu dönemde İlyada, kısa bir süre sonra da Odysseia kaleme alınmıştır.

Homeros’u ölümsüz kılan nedenlerin başında da onun yaşadığı zaman dilimi nedeniyle, hem sözel hem de yazılı geleneğe hakim olması yatmaktadır.

İlyada yazıya geçirildikten sonra M.Ö. 7. yüzyılın son çeyreğine kadar Greklerde oldukça büyük bir üne kavuşmuş, o dönemdeki pekçok ozanın eserlerinin ve vazo resimlerinin en önemli konusu olmuştur. Elimizde M. Ö. 8. yüzyıla ait bir İlyada elyazması olmamasına rağmen uzmanlar 7. yüzyılda bu eserin kopyalarının olduğundan neredeyse emminler. İlyada etkisi öylesine büyümüştür ki, M.Ö. 522’den itibaren Atina’da tiran Hipparkos’un emriyle, dört yılda bir yapılan şenliklerde bir ozanlar grubunun İlyada ve Odysseia’yı başından sonuna kadar okuması bir gelenek halini almıştır. Belki de bu nedenle her iki eser 24 bölüme ayrılmıştır. Bu destanların Atina’daki okullarda ders olarak okutulması ise eserlerin daha fazla sayıda kopyalanmasına neden olmuştur. M.Ö. 4. yüzyılda Atina’daki gelişmiş kitap ticareti de bu eserlerin diğer bölegelere kadar  yayılmasını hızlandırmıştır.

İskenderiye’deki kraliyet kütüphanesinde ise, Efesoslu Zenodotus (M.Ö. 300-260) ve Bizanslı Aristophanes (M.Ö. 230-144) ve birçok diğer antik dönem dilbilimcisi tarafından kaleme alınan Homeros araştırmaları gerçekleştirilmiştir. Özellikle de Samothrakele (Semadirek) Aristarskhos’un yorumlu İlyada’sı eserin sonraki kuşaklara aktarımında önemli rol oynamıştır.

Ancak daha önce de belirttiğimiz gibi antik dönemden günümüze kalan eksiksiz bir İlyada elyazması yoktur. Bunun en önemli nedeni ise kopyaların tahta, parşömen ya da papirus gibi kolay yok olabilen malzemelere yazılmış olmasıdır. Ancak günümüze 1500‘den daha fazla fragman kalmıştır.. Fragmanların bu kadar çok sayıda olması da Homeros’un antik dönemdeki etkisiyle uyuşmaktadır. Mısır’da bulunan bu fragmanların en eskileri M.Ö. 3. yüzyıla aittirler.

M.S.  4. ve 6. yüzyıla kadar okunmuş birçok yazar, sonraki dönemlerde unutulmuş olmakla beraber, Homeros hiçbir zaman unutulmamıştır. M.S. 9 ve 10. yüzyılda Bizans’da eski Grek edebiyatına duyulan ilginin canlanmasına ve Homeros destanlarının orjinal dilde yeniden kopyalanmasına yol açmıştır. Topkapı Sarayı’nda halen bu örneklerden iki tane bulunmaktadır. Bu kopyalarda sadece İlyada değil aynı zamanda kenarlara yazılan yorum ve notlarla eski dönemden kalma İlyada ve Homeros ile ılgili düşünceler de aktarılmış oluyordu. Bu elyazmalarının en iyisi ise Venedik‘deki Bibliotece Marciana’da bulunan Ventus A adıyla anılan elyazmasıdır. Bu tür elyazmalarını temel alarak, Orta Çağ ve Rönesans’da da pekçok İlyada kopyası yapılmış ve bunlardan 200 tanesi günümüze kadar ulasşmıştır. 1488 yılında Floransa’da Demetrios Khalkondyles tarafından başlayan kopyalar iyi yazılmış elyazmalarına dayanmaktadırlar. 18. yüzyıldan sonra ise iyi elyazmaları arasında seçilerek günümüze kadar ulaşan çeviriler gerçekleştirilmiştir.

Homeros İlyada’sının en otantik haliyle günümüze kadar ulaştığını iddia etmek mümkün olmasa da, elimizde Homeros araştırmacılarını memnun edecek kadar, aslına yakın örnekler bulunmaktadır.

Homeros adının ve destanlarının günümüze kadar nasıl geldiğine değindikten sonra destanda anlatılan Troia Savaşı’nın geçek bir savaşı yansıtıp yansıtmasığı ya da ne kadar yansıttığı sorusuna cevap vermek gerekmektededir.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Genel

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 25 bin öğretmen ataması sürecini başlatıyoruz

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Kritik Kabine toplantısının ardından kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenlere müjdeyi verdi. Erdoğan, “10 bini Milli Eğitim Akademisi’ne olmak üzere, 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlatıyoruz.” dedi.

“25 BİN YENİ ÖĞRETMEN ATAMASI YAPACAĞIZ”

Erdoğan’ın açıklamalarından en dikkat çekeni öğretmen atamaları oldu. Binlerce öğretmene müjdeyi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “10 bini Milli Eğitim Akademisi’ne olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum. Milli Eğitim Bakanlığımız kapsamlı bilgilendirmeyi önümüzdeki dönemlerde yapacak.” dedi.

Okumaya Devam Et

Genel

İŞKUR Gençlik Programı Kura Sonuçları ve Başvuru Şartları

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Üniversiteden yapılan açıklama şöyle:

27 Şubat 2025 Perşembe günü saat 10.00’da Çanakkale Şehitleri Yerleşkesi İÇDAŞ Kara Yusuf Kongre Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen İŞKUR Gençlik Programı Noter Kurasında ismi açıklanan öğrencilerin başvuru için hazırlamaları gereken evraklar aşağıda belirtilmiştir.

1. Kimlik Belgesi Fotokopisi

2. Adli Sicil Kaydı

3. Banka Hesap Numarası

4. Barkodlu SGK Hizmet Dökümü Listesi (Kendi ve aynı hanede yaşayan ve öğrenci olmayan 18 yaş üstü herkes için)

5. İkametgah Belgesi; kendi için, aileyle aynı ikamette ise aynı hanede ikamet edenleri gösteren Safahatli Nüfus Kayıt Belgesi

6. Aynı hanede bulunan çalışan kişilere ait maaş bordrosu (onaylı, imzalı)

Kişilerin tüm belgeleri 05 Mart 2025 Çarşamba günü 16.00’a kadar Rektörlük Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığına şahsen elden teslim etmeleri gerekmektedir.

Hane Gelir Kontrolünün Yapılması: Başvuru tarihindeki Adres Kayıt Sistemi (AKS)’ne göre aynı adreste ikamet edenlerin, programa başlangıç tarihi dikkate alınarak ulaşılabilen en yakın döneme ait gelir getirici bir işte çalışma sonucu elde ettikleri aylık toplam kazançlarının asgari ücret tespit komisyonu tarafından belirlenen bir aylık asgari ücretin net tutarının üç (3) katını aşması halinde söz konusu adreste ikamet eden öğrenciler programa katılamaz.

Bu şart Genelge’nin 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası (Programdan ayrılan ya da ilişiği kesilen katılımcının yerine; yedek listeden, yedek listeden boş kontenjanın karşılanamaması halinde ise Yönetmelik ile belirlenen başvuru ve katılım şartları ve bu Genelgenin 8 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen şartları sağlayan Kuruma kayıtlı kişiler arasından ilana çıkılmadan yeni katılımcılar dâhil edilebilir. Kuruma kayıtlı kişiler arasından programa katılımcı eklenmesi halinde başvuran listesine geri dönülemez.) kapsamında programa eklenecek öğrenciler için de aranır.

AKS’ye göre yerleşim yeri adresi veya diğer adres bilgisi yurtlar ve sığınma evleri ve benzeri toplu yaşam alanları olanlar ile 08/03/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında kimlik bilgileri gizlenenler için hane gelir şartı aranmaz.

Not: Tüm belgeler kontrol edildikten sonra Başvurusu kabul edilenler 10 Mart 2025 tarihi itibariyle işe başlatılacaktır. Başvurusu kabul edilmeyen öğrencilerin yerine yedek listeden öğrenciler seçilecektir. Yedek liste ilan edildikten sonra belirlenecek tarihte işe başlama gerçekleştirilecektir.

 

Okumaya Devam Et

Genel

Trakya Kariyer Fuarı 2025’in Açılışı Gerçekleşti

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi destekleriyle “Geçmişin İzinde Geleceğini Keşfet” mottosuyla düzenlenen 2025 Trakya Kariyer Fuarı’nın (TRAKYAKAF) açılışı, İÇDAŞ Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.

Marmara Bölgesinin en büyük kariyer fuar organizasyonu olarak dikkat çeken 2025 TRAKYAKAF’ın açılış törenine; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkan Danışmanı Doç. Dr. Sinan Keskin, Adalet ve Kalkınma Partisi Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, Cumhuriyet Halk Partisi Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan, İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, Çanakkale 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Kırklareli Belediye Başkanı Derya Bulut, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Hatipler, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Boz, Kırklareli Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Raif Cergibozan, Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısı Altuğ Kürşat Şahin, Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çakmak,  Çanakkale Adalet Komisyonu Başkanı Eray Doğan, Çanakkale İdare Mahkemesi Başkanı Ahmet Özkan, Çanakkale Baro Başkanı Av. Ardahan Dikme, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Çanakkale protokolü, kurum ve kuruluş müdürleri,  siyasi parti ve STK temsilcileri, ÇOMÜ’nün akademik, idari yöneticileri ile personel ve öğrenciler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan tören; ÇOMÜ Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Senfoni Orkestrası’nın müzik dinletisinin ardından ÇOMÜ ve TRAKYAKAF 2025’in tanıtım filmlerinin izlenmesi ile devam etti.

ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu açılış konuşmasında,  TRAKYAKAF 2025’in öğrencilerimizin ve mezunlarımızın sektörden temsilciler ile buluşması için çok önemli bir fuar olduğunun altını çizerek şunları söyledi:

Türkiye’nin Geleceğini Şekillendirecek Büyük Bir Buluşmaya Tanıklık Ediyoruz

Bugün burada, gençlerimizin kariyer planlamalarına yön vermek, onları iş dünyasıyla buluşturmak ve istihdam olanaklarını artırmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Kariyer planlaması, bireyin sadece mesleki bir yol haritası çizmesi değil, aynı zamanda kendi potansiyelini keşfetmesi ve ülkesine, insanlığa katkı sağlayacak bir misyona sahip olması anlamına gelir. Bugün burada, yalnızca iş arayan gençler ile işverenleri bir araya getirmiyoruz; aynı zamanda Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek büyük bir buluşmaya tanıklık etmekteyiz.

Uygulamalı Eğitim Modelleriyle, Öğrencilerimizi Sektöre Hazırlıyoruz  

İçinde bulunduğumuz çağda; bilginin hızla üretildiği, teknolojik dönüşümün toplumsal yapıları yeniden şekillendirdiği ve iş gücü piyasalarının sürekli evrildiği bir süreçten geçmektedir. Yapay zekâ, büyük veri, dijital dönüşüm ve otomasyon gibi yenilikler, mesleklerin doğasını değiştirirken, iş dünyasında başarılı olmanın en önemli unsurlarını da belirlemektedir. Artık yalnızca diploma sahibi olmak değil, sürekli öğrenmeye açık olmak, yenilikçi düşünebilmek, analitik becerilere sahip olmak ve etik değerleri güçlü bir şekilde benimsemek bireyleri öne çıkaran temel unsurlar haline gelmiştir. Bu noktada, devletimizin ulusal ve bölgesel hedefleri doğrultusunda üniversitelerin rolü her zamankinden daha kritik hale gelmiştir. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak, öğrencilerimizin yalnızca akademik bilgiyle donanmasını değil, aynı zamanda uygulamalı eğitim modelleriyle sektörel deneyim kazanmalarını, girişimcilik ekosistemine dahil olmalarını ve yenilikçi projeler geliştirmelerini teşvik etmekteyiz. Çünkü biliyoruz ki, çağın gerekliliklerine uygun nitelikli insan kaynağı yetiştirmek, yalnızca bireylerin değil, toplumların refahını artıran en önemli unsurdur. Bugün burada bulunan kamu kurumları, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları, sadece birer işveren değil, aynı zamanda geleceğin yeteneklerini keşfetmek, onları yönlendirmek ve onlara yatırım yapmak isteyen kıymetli paydaşlarımızdır. Bu fuar vesilesiyle öğrencilerimizin, sektördeki profesyonellerle doğrudan temas kurarak kariyerlerini inşa etmelerine katkı sağlayacak olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz.

Bu Fuara Katılmak, Milletimizin Geçmişinden İlham Alarak Geleceğe Yön Vermek Demektir

Kıymetli katılımcılar, Çanakkale, tarihin en büyük mücadelelerinden birine sahne olmuş ve “Çanakkale Geçilmez” ruhuyla direnişin, fedakârlığın ve zaferin sembolü haline gelmiş kutsal bir toprak parçasıdır. Bugün burada bulunmak, sadece bir kariyer fuarına katılmak değil, aynı zamanda milletimizin geçmişinden ilham alarak geleceğe yön vermek anlamına da gelmektedir. Unutmayalım ki, başarıya ulaşmanın yolu, kararlılıkla ve azimle çalışmaktan geçer. Her bir gencimizin kendi alanında en iyi olmak için mücadele etmesi, hem bireysel hem de toplumsal kalkınmamız için büyük önem arz etmektedir.

Rektör Erenoğlu, konuşmasının sonunda,  başta Trakya Kariyer Fuarı’nın düzenlenmesine öncülük eden Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’ne, Çanakkale Valisi Ömer Toraman’a ve emeği geçen herkese teşekkür etti.

Protokol konuşmaları sırasıyla; Çanakkale İYİ Parti Milletvekili Rıdvan Uz, CHP Milletvekili İsmet Güneşhan, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan tarafından gerçekleştirildi.

Çanakkale İYİ Parti Milletvekili Rıdvan Uz, “Böyle bir organizasyonda gençlerimizi bir araya getiren başta ÇOMÜ Rektörlüğüne, Çanakkale Valiliğine ve tüm emeği geçenlere teşekkür ederek, “Bu vatanı bizlere emanet eden tüm şehitlerin önünde saygıyla eğiliyorum” dedi ve TRAKYAKAF 2025’in öğrenciler, mezunlar ve bölge için önemine değindi.

CHP Milletvekili İsmet Güneşhan, fuarın düzenlenmesinde emeği geçen herkese çok teşekkür ederek, “Gençlerimiz salonu doldurmuş. Bunu görmek beni çok mutlu etti ve geleceğe umutla bakmamı sağladı. Gençlerimizin geleceğe yönelik kariyer planlamasında fuar büyük katkı sağlayacak. Gençlerimiz geleceğimizin teminatı” dedi.

“TRAKYAKAF 2025 eminim ki özellikle gençlerimizin geleceğe sağlam adımlarla yürümesine önemli bir katkı sağlayacak. Ayrıca bölgemizin kalkınmasına, istihdamına da ciddi katkılar sağlayacağına yürekten inanıyorum” diyen Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale’nin tarihi, kültürel değerleriyle ve müstesna coğrafyası ile çok özel bir yer olduğunun altını çizerek “Çanakkale bir üniversite, bir öğrenci kenti. Aynı zamanda sanayi ve teknoloji potansiyeli yüksek bir kent. Onun için Üniversitemiz kentimiz için çok önemli. Bu bağlamda yerel yönetim olarak Üniversitemiz ve iş dünyası ile ilişkileri çok önemsiyoruz” dedi.

Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, “Çanakkale olarak TRAKYAKAF 2025’e ev sahipliği yapmanın gururunu yaşıyoruz. Bizden önce bu fuarı yapmış olan illerimizden de destek alarak bu sene Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörünün ve çalışma arkadaşlarının yoğun gayreti ile bu fuarı sizler için hazırlamış bulunuyoruz. Bütün bu hazırlık ve telaş gençlerimiz için. Her biriniz birbirinizden farklısınız ve her birinizin yetenekleri birbirinden farklı. Gençlerimize inanıyor ve güveniyoruz. Amacımız yetenekleriniz doğrultusunda ülkemizin kamu, özel sektörünü ve sivil toplum alanını iyi tanımanızı sağlamak ve etkileşim içerinde olmanızı sağlamak. Bu sayede kendinize özellikle mezuniyet sonrası bir hayat çizgisi oluşturmanız. Doğru adımlar atabilmeniz ve doğru tercihler yapabilmeniz. Bütün bu çaba ve bu telaş bunun için. Sevgili gençler Türkiye son dönemlerde istikrarlı bir şekilde büyüyen nadir ekonomilerden birine sahip. Bu büyümü nüfus artışı göz önüne alındığında çok daha kıymetli. Öte yandan bu büyüyen ekonomi sayesinde işsizlik oranı düşüyor. Bu da çok önemli veri. Bunu sağlayan en önemli faktör de Türkiye’nin dinamik özel sektörü. Bu fuar, işte bu istihdam alanında gençler ile özel sektörü bir araya getiren bir vesile olduğunu düşünüyoruz. Bu fuarın organizasyonunda Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisimizin çok önemli desteği ve emeği var. Yurt satında bu fuarları organize ediyorlar. Kendilerine teşekkür ediyoruz. TRAKYAKAF 2025’te emeği geçen her kese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan ise “Bu kariyer fuarları Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisimizin organize ettiği çok önemli bir etkinlik ve geleneksel hale geldi. Bu bağlamda gençlerimizin bu etkinliğe ilgi göstermesi ve özellikle işverenlerle buluşmaları çok önemli bir fırsat. Özellikle bu organizasyona destek veren işverenlere de çok teşekkür ediyorum. Ben bu vesileyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İŞKUR olarak gençlerimize verdiğimiz hizmetlerden de bahsetmek istiyorum. Özellikle gençlerimizi İŞKUR Gençlik Portalına davet ediyorum. Hakikaten bu sene Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve İŞKUR’un organizasyonunda İŞKUR Gençlik Programı üniversitelerde bir uygulamalı eğitim programı vesilesiyle bu dönem 100 bin önümüzdeki dönem 200 bin ve 5 yılın toplamında 1 Milyon öğrenciyi iş hayatına hazırlamak konusunda büyük bir fırsat sunuyor. Bu bağlamda hem üniversite hayatında staj, İŞKUR Gençlik Programı ve diğer programlar vesilesiyle mezun olmadan önce iş hayatına hazırlanmak çok önemli. Aynı zamanda mesleki ve teknik bilgilerimizi hem teorik hem de pratik bilgileri en iyi şekilde öğrenmeye çalışmak çok önemli.” diyerek bunun önemli bir çalışma disiplini gerektirdiğini kaydetti.

Protokol konuşmalarının ardından fuara destek veren ana sponsorlar arasında yer alan Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Davut Doğan, Golteks Petrol ve Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Kaplan, Kale Grubu’ndan Genel Müdür Süleyman Soysal, İÇDAŞ Çelik Enerji Tersane ve Ulaşım Sanayi adına Zeynep Aslan ve Çanakkale Bahçeşehir Koleji adına Emine Yıldız’a plaket takdim edildi. Ayrıca fuara katkı sunan kurum ve kuruluşların temsilcilerine plaket takdimi gerçekleştirildi. Açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından Rektör Erenoğlu ve protokol üyeleri stantları gezdi.

Okumaya Devam Et

ÇOK OKUNANLAR