Bizimle İletişime Geçin

Editörün seçtikleri

Yeryüzünün 100 Milyon Yıllık Sakinleri ÇOMÜ’de Hayat Buluyor

Yayınlandı

-

Yaklaşık 100 milyon yıldır yeryüzünde oldukları düşünülen deniz kaplumbağalarının, insanoğlunun artan nüfusu, habitat bozulması, kirlilik vb. nedenlerle günümüzde sayıları giderek azalmakta ve nesli tükenme tehlikesi olduğu için koruma altına alınmaktadır. Ülkemizde yuvalayan iki tür deniz kaplumbağasından biri; uluslararası doğa koruma birliği tarafından hassas kategorisine alınanCaretta caretta, diğeri ise nesli tükenmekte olan kategoride yer alan Chelonia mydas.

Üniversitemiz bünyesindeki Deniz Kaplumbağaları Araştırma ve Uygulama Merkezinin (DEKUM) faaliyetlerinden biri de Çanakkale ve çevresinde yaralı olarak bulunan deniz kaplumbağalarını tedavi etmek.

Daha önce de birçok deniz kaplumbağasını tedavi ederek sağlığına kavuşturan merkez, son olarak 25 Eylül 2016’da Gökçeada’da vatandaşlar tarafından bulunan Caretta caretta’nın ağzındaki olta çıkarıldıktan sonra deniz kaplumbağasının rutin besleme ve bakım işlemlerini yapıyor. Orman ve Su İşleri Çanakkale İli Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü tarafından ÇOMÜ – DEKUM’a teslim edilen deniz kaplumbağası burada sağlına kavuştuktan sonra denizdeki doğal ortamına bırakılacak.

Merkez Müdürü Prof. Dr. Şükran Yalçın Özdilek’in merkezin faaliyetleri ve koruma altında olan deniz kaplumbağaları ile ilgili görüşlerini aldık.

Merkezin faaliyetlerinden kısaca bahseder misiniz?

Merkezimizin faaliyetleri 2010 yılından bu yana devam etmektedir. Merkezin başlıca misyonu deniz kaplumbağalarının nesillerini devam ettirmelerine hizmet edecek bilimsel araştırmalar, uygulamalı çalışmalar yapmak ve bu konularda insanlarda duyarlık geliştirmektir. Bu amaçlar doğrultusunda başlıca faaliyetlerimiz şu başlıklar altında toplanabilir:

1. Bilimsel araştırma faaliyetleri

2. Koruma izleme çalışmaları

3. Yaralı hayvanlara bakım ve tedavi çalışmaları

4. Duyarlık geliştirme çalışmaları

Nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan deniz kaplumbağaları ile ilgili merkez olarak ne tür çalışmalar yürütmektesiniz?

Üniversitemizden iki yüksek lisans öğrencisi Hatay’ın Samandağ ilçesi Chelonia mydas yuvalama kumsalında ve kıyı ekosisteminde besin ağının yapısı ve insan etkilerinin bu yapıyı üzerindeki etkileri üzerine bilimsel araştırma yapmaktadırlar. Merkezimiz gönüllü öğrencileri Samandağ yuvalama kumsalında veri toplama ve koruma çalışmalarını yürütmektedirler.

Merkezimize yaralı olarak bildirilen hayvanların acil yardım ve tıbbi tedavisi yapıldıktan sonra veteriner hekim kontrolünde günlük besleme ve bakımı yapılmaktadır. Örneğin, bugünlerde iki yaralı C. caretta türü kaplumbağamız var merkezimizin gönüllü öğrencileri bu hayvanları her gün beslemekte ve rutin bakım ve tank temizliğini yapmaktadır.

T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulmuş olan Deniz Kaplumbağaları Ulusal Bilim Komisyon üyesi olarak görev yapmaktayız.

Bunların haricinde duyarlık geliştirmek üzere yıl içinde seminer ve toplantılarımız olmaktadır.

Deniz kaplumbağalarının civar denizlerimizde görülme sıklığı nedir?

Deniz kaplumbağalarına genel olarak Akdeniz ve bağlantılı denizlerde besin açısından zengin sığ kısımlarda rastlamak mümkün. Daha çok üreme kumsallarına yakın olan kıyılarda özellikle yaz ayları boyunca daha bol olarak görülürler. Ancak Ege Denizi, Marmara ve hatta Karadeniz kıyılarına da beslenme amaçlı geldikleri biliniyor. Yunanistan kıyıları ile Çanakkale ve civarında sığ alanlarda bu hayvanlara rastlamak mümkün.

Deniz kaplumbağalarının deniz dünyasının besin zincirindeki rolü, önemi nedir?

Deniz kaplumbağalarından C. caretta karnivor bu nedenle besin ağının üst basamaklarında yer almaktadır. C. mydas ise herbivordur, daha alt basamaklarda yer alır. Bu hayvanların besin ağındaki önemi konusunda genel olarak bazı bilgilere sahibiz. Genel olarak C. caretta karnivor olduğu için besin ağında kontrol rolü vardır. Bu hayvanlar ne ile besleniyor ise bu besinlerin bolluğunu bunlar da daha alt düzeydeki canlıların bolluğunu belirler. Doğrudan bir etkisini göremeyebilirsiniz ama herhangi bir yerde bir alg türünün baskın olarak orada kirliliğe sebep olması bu hayvanların bolluğu ile ilişkili olabilir.

Bu hayvanlar oldukça geniş alanları habitat olarak kullanmaktadırlar, beslenme habitatları, üreme habitatları, yaz ve kışı geçirdikleri habitatları birbirinden millerce uzaklıktadır ve mütemadiyen göç etme zorunlulukları vardır. Bu özellikleri onları hassas ve önemli kılar. Çünkü her bir habitattaki rolleri özeldir ve böylece denizde ve kıyısal alanda birbirinden millerce uzakta olan çeşitli alanlar bu hayvan sayesinde birbirinden dolaylı olarak etkilenmiş olur.

Samandağ kumsalı ve kıyılarında deniz kaplumbağalarının da içinde olduğu besin ağlarının belirlenmesine yönelik bir araştırmamız devam ediyor. Bu araştırma tamamlandığında daha somut veriler elde edilebilir.

Deniz kaplumbağalarının nüfus olarak azalmasının sebepleri nelerdir?

Deniz kaplumbağaları ve diğer canlı türlerinin ve mevcut türlerin nüfuslarının azalmasının en büyük sebebi insan faaliyetleridir. Elbette küresel iklim değişikliği de önemli bir rol oynamakta ancak zaten küresel iklim değişikliğinde de dolaylı olarak insanın etkisi var biliyorsunuz. Denizel alanda su kalitesinin bozulması, yiyeceklerinin azalması, göç yollarının ve göç desenlerinin değişmesi, insan dahil avcı baskıları, hastalıklar, parazitler, beslenme kalitelerinin düşmesine bağlı hastalıklar, vb. karasal alanda artan turizm baskısı nedeniyle yuvalama habitatlarının tahribi ve kalitesinin bozulması, kıyı kumul erozyonu, kirlilik, ışık, avcılar, vb. olarak sıralanabilir.

Çanakkale ve civarı, balıkçılığın yoğun olduğu bir bölge. Balıkçılıkla uğraşan vatandaşlarımıza deniz kaplumbağaları ile ilgili bir mesajınız var mı?

Özellikle C. Caretta türü deniz kaplumbağası karnivor olduğu için balıkçıların ağlarına takılmış olan hayvanlara yönelebilir ve ağa takılabilirler. Yapılan son araştırmalar bu türün balıktan ziyade yengeç, denizanası, karides vb. yiyecekleri tercih ettikleri bilinmektedir. Ancak bu yiyecekleri bulamadığında balık da yediği bilinmektedir. Çanakkale kıyılarında deniz kaplumbağalarının ne ile beslendiği konusunda henüz detaylı bir bilgimiz yoktur, ancak ilerleyen zamanlarda bu konuda araştırmalarımız devam edecektir. Sonuçta bu hayvan en fazla karnını doyuracak kadar yiyeceğe ihtiyaç duyuyor. Fazla alıp bir yerlere depolamıyor. Bu dünyada sadece bizler yaşamıyoruz. Tüm çeşitlilik içinde o çeşitlilikle birlikte varız. Denizdeki çeşitliliğin devam etmesi için de denizde yaşayan canlıların yaşamasına izin vermemiz gerekiyor.

Özellikle ekmeğini denizden çıkaranlar denizdeki çeşitliliğin önemini çok iyi bilirler. Ancak bazen bir işimiz ters gittiğinde, mesela ağımız yırtıldığında, hele bir de sınırlı bir geçim kaynağımız varsa öfkelenir ve öfke ile sonradan pişman olabileceğimiz istenmeyen davranışlarda bulunabiliriz. Benim balıkçılarımıza önerilerim şunlar olabilir.

1. Ağınıza bir kaplumbağa takıldıysa, canlı ve hareketli ise onu serbest bırakın, hareketsiz ise onu teknenize alın, kendine gelmesini bekleyin, kendine gelince tekrar suya bırakın. Ya da aşağıdaki iletişim numaralarından bize ulaşın.

2. Kaplumbağa olta ya da paraketaya takılı ise oltayı çekmeyin, hayvanı tekneye alın ve aşağıdaki iletişim numarası ile bize ulaşın.

3. Hayvanı bize bildirmede herhangi bir çekincede bulunmanıza gerek yoktur.

Deniz kaplumbağaları ile ilgili yürütmekte olduğunuz bir proje var mı?

Yukarıda da sözünü ettiğim üzere deniz kaplumbağaları hakkında hazırlamakta olduğumuz bir proje var. Ön çalışmaları şu an yapılmaktadır. Bu projede amaç deniz kaplumbağalarının içinde bulunduğu besin ağını ve bu besin ağındaki kaplumbağanın yerinin antropojenik etkilere göre nasıl değiştiğini ortaya koymaktır.

ÇOMÜ’deki araştırma merkezleri arasında sadece tek bir türün araştırılması için kurulan tek merkez Deniz Kaplumbağaları Araştırma ve Uygulama Merkezi. Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalan deniz kaplumbağalarının bu merkez bünyesinde araştırılması ve incelenmesi, merkezin müdürü olarak size neler hissettiriyor?

Birçok kişi tek bir hayvan üzerine bir merkez olur mu? Ya da ülkemizin onlarca sorunu varken neden bu hayvanlar üzerine bu kadar yoğunlaşıyorsunuz? Buna ne gerek var? gibi sorular aklımıza gelebilir. Bunu anlatmak gerçekten zor. Bu hayvanlar içinde yaşadığımız dünyada bizim de içinde olduğumuz sistemin bir parçası ve sistemin sağlıklı olduğunun göstergesi. Aslında öncelikli hedefimiz türü değil deniz kaplumbağasının yaşama habitatlarını korumak olduğu için türü koruduğumuz zaman doğal olarak sistemi de korumuş oluyoruz. Merkezimizin alt yapı oluşturma çalışmaları tamamlandığında, deniz memelilerinin yaralanması durumunda acil yardım ve bakımı da yapılabilir duruma gelecektir. Geçenlerde kıyıda yaralı yunus haberi vardı. Çanakkale’de bu vakalar zaman zaman oluyor. Yaralı olan hayvanlar acı çekerek kıyıda kendi kaderine bırakılıyor. Bu insanlığa sığar mı? Böyle durumlarda elimizden bir şey gelmediği için çok üzülüyorum. Eminim benim gibi düşünen yüzlerce insan vardır. İleriki zamanlarda bu şekildeki yaralı hayvanlara da bakım yapabilir durumda olacağız. Bunun gerçekleşmesi için elimizden geleni yapacağız. Bu konuda yöneticilerimizin de aynı düşüncede olması beni umutlandırıyor. Tek tür deyip geçmeyelim, bu hayvanlar zincirleme birçok iyiliklere vesile olacaktır, buna inanıyorum.

Deniz kaplumbağalarını korumak isteyen vatandaşlarımız neler yapabilirler?

Deniz kaplumbağalarını korumak ve bu eşsiz canlıları gelecek nesillerin de tanımasına yardımcı olmak için;

Deniz kaplumbağasıyla karşılaşan vatandaşlarımız 0 286 218 0018 – 1796 numaralı telefondan bize ulaşabilir,

Araştırma, koruma, tanıtım çalışmalarına gönüllü olarak katkıda bulunabilir,

Yürütülen koruma çalışmalarına maddi destek sağlayabilirsiniz.

T.C. Ziraat Bankası Kordon Şubesi 12157843-5004 nolu hesap numarasına “ÇOMÜ-DEKUM çalışmalarında kullanılmak üzere” ibaresini ekleyerek bağış yapabilirsiniz.

Okumaya Devam Et
Tanıtım
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Editörün seçtikleri

3 Nisan’da isteğe bağlı yüz yüze eğitime geçiliyor

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Fotoğraf: ensonhaber.com

YÖK, 3 Nisan itibarıyla üniversitelerde uzaktan öğretimle birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebileceğini açıkladı.

6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketinin ardından Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), üniversiteler için yeni bir karar almıştı.

Buna göre üniversite öğrencilerinin eğitimine devam edebilmesi için uzaktan eğitim modeline geçilmişti.

Alınan kararın ardından bugün Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, kameraların karşısına geçti.

3 Nisan’da isteğe bağlı yüz yüze eğitime geçiliyor

Özvar, üniversitelerde 2022-2023 eğitim öğretim yılı bahar döneminin nasıl devam edeceğine ilişkin kamuoyunu bilgilendirdi.

Buna göre 3 Nisan itibarıyla üniversitelerde uzaktan öğretimle birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebileceği açıklandı.

Ara sınavlar uzaktan yapılabilecek

YÖK Başkanı Özvar ayrıca, bahar dönemindeki ara sınavların şeffaflık ve denetlenebilirlik ilkesi esas alınarak uzaktan öğretim yöntemleriyle çevrim içi yapılacağını da bildirdi.

İşte YÖK Başkanı Özvar’ın açıkladığı kararlar

YÖK Başkanı Erol Özvar’ın açıklamalarına göre alınan kararlar şu şekilde:

“Halihazırda uygulanmakta olan uzaktan öğretim ile birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebilmesine,

Yükseköğretim kurumlarının bir dersin hem uzaktan öğretim ile hem de yüz yüze verilebilmesine ilişkin kararları ilgili kurullarında alarak gerekli düzenlemeleri yapmalarına,

Yürürlükte olan “Yükseköğretim Kurumlarında Uzaktan Öğretime İlişkin Usul ve Esaslar”ın 6 ncı maddesinde yer verilen bir yarıyıldaki derslerin AKTS kredilerine göre en fazla %30’unun uzaktan öğretim yoluyla verilebileceği” yönündeki kısıtlamanın uygulanmamasına,

Özel öğrenci olarak başka bir yükseköğretim kurumunda eğitime devam etmekte olan öğrencilerin bu eğitimlerini aynı şekilde sürdürebilmelerine,

Nisan ayına ertelenmiş olan “derslere ait uygulamalar”ın, yükseköğretim kurumlarının ilgili kurullarının alacağı kararlar ile ödev, proje vb. şekilde veya bahar dönemi içinde, yaz döneminde ya da bir sonraki eğitim ve öğretim döneminde yüz yüze yapılabilmesine,

Bahar dönemindeki ara sınavların (özel öğrencilik hakkı verilen uygulama eğitimi içeren programlar hariç) “şeffaflık ve denetlenebilirlik” ilkesi esas alınarak uzaktan öğretim yöntemleriyle çevrimiçi yapılmasına,

Yapılacak değerlendirmelerde; açık uçlu ya da çoktan seçmeli çevrimiçi sınavlar, ödevler, çevrimiçi kısa sınavlar, projeler, Öğrenme Yönetim Sistemi (ÖYS) etkinlikleri, ÖYS kullanım analitikleri ve benzeri uygulamaların kullanılabilmesine,

Yarıyıl sonu, tek ders, tez izleme, yeterlilik sınavı gibi sınavların ise ne zaman ve nasıl yapılacağının yükseköğretim kurumlarının yetkili kurulları tarafından belirlenmesine karar verilmiştir.”

Kaynak: ensonhaber.com

Okumaya Devam Et

Editörün seçtikleri

ÜBYS’den ders seçimi ve kayıt yenileme işlemleri nasıl yapılır?

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ders seçimi ve kayıt işlemleri 26 Eylül- 7 Ekim 2022 tarihleri arasında yapılacak. 

Peki bu işlemleri nasıl mı yapacaksınız? İşte cevabı:

Okumaya Devam Et

Editörün seçtikleri

ÇOMÜ’de İsteğe Bağlı Hazırlık Sınıfı Olan Programlar…

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde 7 Fakültede toplam 16 bölümde isteğe bağlı hazırlık sınıfı olan program bulunuyor.

Okumaya Devam Et

BU AY ÇOK OKUNANLAR