Bizimle İletişime Geçin

Genel

Siyasi Gökdelen olmak

Yayınlandı

-

Orta Asya’dan Anadolu’ya,  uygulamada birçok değişiklikler gösterse de genel anlamda ve felsefi boyutta Türk ordu anlayışının değişmediği malumdur. Ordu millet olarak ifade edilen göçebe Türk yaşantısının doğayla mücadele zorluğunun askeri yapımıza verdiği  amatör ruh ve fıtrattan kaynaklandığını düşünmemizi sağlayan, bu tarihsel ve coğrafi kaynaklı yapı, binlerce yıldır bozulmadan devam etmiştir. Değişen coğrafyaların, yeni meskenlerimizde askeri yapımıza eklediği değişiklik ve kültürel etkileşimin verdiği doğal  değişim, bazı farklılıklar yaratsa da, özü itibariyle  hep korunmuştur.

Bir  Yunanlının askeri hayata bakışı ile bir Türkün bakışı arasında ki genel farkta, coğrafyanın ve komşu medeniyetlerin etkileme oranından kaynaklanmaktadır. Bu etki sadece Türk milletinin askeri ruh haline değil, daha birçok uygarlığın değişmesinde de sebeptir. Binlerce yıldır tüccar millet olarak bilinen Yahudi toplumlarının, günümüzde ki askeri gelişmişliği de Ortadoğu ve komşu Arap medeniyetinin Yahudi toplumuna bakışıyla yakından ilişkilidir.

Geleneksel yapısı ve alışkanlıkları itibariyle ücretli askerliğe oldukça uzak Türk milletinin çıkarılan her bedelli yasasıyla, haftalar süren tartışmalara girmesi şaşılacak bir durum değildir. Vicdani red tartışmasını açarak, yeni bir cephe açmanın mutluluğu ve heyecanıyla nereye saldıracağını bilemeyen kraldan daha çıplak olan arsızların, ordu üzerinde tepinmeleri şaşılmayacak bir ritüel olmuştur.   Ekonomik ve belki de askeri bir gereklilikten olmuş olsa da, ülkenin genel siyasi haritasının A.B odaklı olması, çıkarılan her kanunun belli bir süre hazmedilememesinin nedenidir. Bu tarz ordu ile ilgili adımların, ordu-siyaset çekişmesi yapılmadan ve her iki kurumunda asli sahibi olan millette taraf olma duygusu oluşturmadan yapılabilmesi en çok istenen durumdur. .Zira milletimiz de ki ordu ve demokrasi anlayışı son dönem davalar ve soruşturmalar zarar verse de hala aynı yüceliktedir. Ordunun Türk ulusunun gönlün de ki yeri, başka ulusların filmlerle ve propagandayla oluşturmaya çalıştığı değer algısının çok üzerindedir. Bu algının ve orduya olan ruhsal bağlılığın değişmesi de mümkün değildir. Bu sabit fikirlilik Türk milletinin militer anlayışından ve isteğinden değil,  çoğu yakın dönemden hatırlanan  yok olma korkularından kaynaklanmaktadır. Daha bir iki nesil önce tüm dünya önünde masaya yatırılmış  bir kurban olan Türk halkı, bünyesinden çıkarttığı kendi ordusuyla ayakta kalmıştır. Bilinmesi gereken, bu algının orduya bu korkuyu canlı tutarak yönetsel hak vermemesi olduğu gibi, geçmişte kalan bu riskin orduyu zayıflatacak bir unutkanlığa dönüşmemesidir. Türk Ordusunun siyasete karışması istenmeyen ve yapılmaması gereken bir hatadır, zira bu müdahaleler –darbeler tarihi göstermiştir ki-siyasilerden çok  milletin kendisine zarar vermiştir.

Türk milleti gökdelen kültüründen gelip apartman sakinliğine hemen alışacak bir yapıya sahip değildir. Osmanlı gibi çok katlı ve karmaşık bir cihanşümul medeniyeti, daha öncesinde Selçuklu ve Hun devletleri gibi ufku ve ideali çok geniş devletleri, asırlarca yönetmiş bir ulus olarak, dar ve korunaklı yapılanmaları millet olarak kusmuş bir geçmişe sahibiz. Misakı Milli algısını olduğundan farklı algılayıp Hakkari’nin doğusuna taşıyamayan, Edirne’den dışarı bakmaya korkan bir dış politika, tarihimize ve kültürümüze ters bir algıdır. Dış dünya ve Türkler ile ilgilenmek, bu tarz cümlelere alerjisi olanlar tarafından işgalci zihinler olarak görülse de, reel politik algıya sahip beyinler tarafından kültür hinterlandımıza sahip çıkmak olarak bilinmektedir. Sözde medeni tarihe sahip devletler,  dış siyasetlerini, liberal  ekonomik yapıları nedeniyle yüzyıllardır  sömürü pusulasıyla yönetmişleridir. Üzerinde güneş batmayan imparatorluk algısı; İngiltere ve Fransa gibi devletlere,  din, kültür ve tarih olarak hiçbir ortak noktası bulunmayan coğrafyalara gitme  ve sömürme cesareti vermiştir. Sömürüyü  önce dinen, sonra milli kültürü gereği  bünyesinde tutmayan Türk ulusunun dış politik çizgisi, mutlaka daha cesur ve cüretkâr olmalıdır. Bunun ön koşulu caydırıcı güce sahip bir ordu ve ekonomi ile mümkündür.

Unutulmaması gereken bir diğer nokta, işgalci yaftasıyla saldırılan Türk ordusu, son iki yüzyıldır meşru müdafaa dışında bir dış müdahalede bulunmamış, sömürü zihniyetli batılı orduları, Çanakkale’den, Sakarya’dan, Dumlupınar’dan kovmakla uğraşmıştır. Tarihi katliamla örülü devletlerin, Türk ordusuna  işgalci ve katliamcı yalanını benimsetmeleri, kendilerine medeni değerini verebilmeleri kadar zordur.

Türkiye’ye karşı oynanan tüm oyunların, Türk ordu yapısının varlığıyla korkuya kapılmaları boş bir telaş değildir. Tarihi gizleyip değiştirseler de, Türk ordusunun sağlam yapısı milletten gelen iman ile hala diridir. Bedelli uygulaması ve iç dinamiklerden kaynaklı daha bir çok uygulama milli politik çizgiden ayrılmamak şartıyla doğaldır. Yapılmaması gereken bölgede ve dünyada güven unsuru patentini almış bir ordunun, yıpratılmadan korunmasıdır.

İnsani değerlere sahip her yüreğin isteği, devletlerin ve halkların savaş meydanlarında değil  barış sofraların da karşılaşmalarıdır.’’Bir kez gönül kırdın ise şu kıldığın namaz değil’’ diyen ve buna iman eden bir milletin de savaşı arzulaması mümkün değildir. Ancak ‘’Su uyur düşman uyumaz’’ dedirtecek kadar da tarihi acılara maruz kalmış bir ulusun da ordusunu korumaması, ahmaklık derecesin de iyi niyet olur. Bu iki hayat algısı arasında ki  bir askeri  yapıyı korumakta, yine bu milletin mensuplarının borcudur. Dünyayı ve ülke gelişmelerini iki renkten görmek, beyaz değilse mutlaka siyahtır demek, çoğu şeyde olduğu gibi asker- siyaset  bakış açısını da daraltır. Griyi algılayıp içinde ki beyazlığı görmek, siyahları da ayıklamanın ön şartıdır. Türk milletinin insani farklılıklardan gördüğü zarar ortadayken, kurumsal farklılık ve güç yarışına ayıracak zamanı ve enerjisi yoktur. Zira bir olmayı bekleyen büyük bir Türk-İslam coğrafyası vardır.

Bizden beklenen, müstakil ev huzurunda, bahçemize giren haşerelerle uğraşıp günü kurtarmak değil, eski gökdelen ihtişamıyla yükselip, farklılıkları barış içinde yaşatan dünya devleti olmaktır.

Okumaya Devam Et
Tanıtım
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Genel

ÇOMÜ 2023 En’leri Töreni Kapsamında Kalite Ödülleri Verildi

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) 2023 En’leri Ödül Töreni İÇDAŞ Kara Yusuf Kongre Merkezinde gerçekleştirildi.

Törene; Çanakkale Valisi İlhami Aktaş, Çanakkale Milletvekilleri Ayhan Gider, Rıdvan Uz, 28. Dönem Konya Milletvekili Ünal Karaman, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Çanakkale Baro Başkanı Av. Hande Keskin, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve Eşi Özlem Kaşdemir, İl Emniyet Müdürü Selim Arıcı ve Eşi Nebahat Arıcı, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Sadi Akman, Sahil Güvenlik Grup Komutanı SG. Yrb. Ercan Oran, Jandarma Özel Eğitim Merkez Komutanı Jandarma Albay Ufuk Yetiş, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Dinçay Köksal, Prof. Dr. Evren Karayel Gökkaya, ÇOMÜ Akademik ve İdari Yöneticileri, Çanakkale kamu kurum kuruluşları ile özel sektör temsilcileri, STK il temsilcileri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından Öğr. Gör. Sedat Çılgın, Çanakkale Türküsünü seslendirdi.

ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu yaptığı açılış konuşmasında; Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin 2023 yılı boyunca eğitim, öğretim, araştırma, geliştirme ve toplumsal katkı faaliyetlerinde öne çıkan paydaşlarını ve mensuplarını ödüllendirmek için bir araya gelindiğini belirtti ve 2023 yılının ÇOMÜ için başarılı bir yıl olduğunu vurguladı.

2023, ÇOMÜ İçin Başarılı Bir Yıl Oldu

2023 yılı, ÇOMÜ için oldukça verimli ve başarılı bir yıl oldu. Bu başarının arkasında, özveriyle çalışan akademisyenlerimiz, araştırmacılarımız, idari personelimiz ve öğrencilerimiz var.  Hepinize, bu vesileyle yürekten teşekkürlerimi sunuyorum. Bugün burada, üniversitemizin temel değerlerini ve misyonunu en iyi şekilde temsil eden, yaptıkları çalışmalarla fark yaratan ve adını daha da yukarıya taşıyan değerli paydaşlarımızı ödüllendirmenin gururunu yaşıyoruz.

Bilimsel araştırmaları, eğitim- öğretimdeki ve kurumsal gelişmeye olan katkılarıyla öne çıkan akademisyenlerimiz ve idari personelimiz, üniversitemizin en değerli varlıklarıdır. Onların özverili çalışmaları, ÇOMÜ’nün ulusal ve uluslararası alanda saygın bir konuma gelmesinde önemli rol oynamaktadır.

Kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları ile yaptığımız iş birlikleri, üniversitemizin topluma hizmet etme misyonunu yerine getirmesinde büyük önem taşımaktadır. Bu iş birliklerinin gelişmesinde emeği geçen tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

Ve tabii ki üniversitemizin geleceği olan öğrencilerimiz, akademik ve sosyal alanlarda gösterdikleri başarılarla bizleri gururlandırmaktadır. Onların azmi ve inancı, ÇOMÜ’nün daha da parlak bir geleceğe sahip olacağının en büyük göstergesidir.

Özellikle toplumsal katkı ve kurumsal katkı noktasında üniversitemize destek veren kamu kurumu ve kuruluşları ile özel sektöre 2023 yılı ÇOMÜ günleri özel ödülleri vereceğiz. Bu ödüller, üniversitemize ve topluma yaptıkları katkılar için birer teşekkür niteliğindedir.

İş Birliklerimizi Geliştirmeye, Güçlendirmeye Kararlıyız

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak, paydaşlarımızla olan iş birliğimizi daha da geliştirmek için kararlıyız. Bu iş birlikleri sayesinde, üniversitemizi daha da ileriye taşıyacağımıza ve topluma daha fazla katkıda bulunacağımıza inanıyoruz. 2023 yılı boyunca üniversitemiz birçok önemli başarıya imza attı. Bu başarıları sizlerle paylaşmak isterim:

Eğitim Öğretim Yelpazemiz Genişledi

Üniversitemiz, yeni bölümler ve programlar açarak eğitim-öğretim yelpazesini genişletmiştir. Ayrıca, uluslararasılaşmaya da önem vererek, yurt dışından daha fazla öğrenciyi üniversitemize çekmek için çalışmalarımız tüm hızıyla devam etmektedir.

Proje Başvuru Sayısı Önceki Yıllara Göre %250 Arttı

Üniversitemiz, araştırma-geliştirme projelerinde önemli bir atılım gerçekleştirmiştir. 2023 yılında ÇOMÜ akademisyenleri tarafından yürütülen birçok uluslararası araştırma projesi kabul görmüş ve fonlanmıştır. Bu projeler, üniversitenin araştırma kapasitesini ve uluslararası görünürlüğünü önemli ölçüde artırmıştır. Akademisyenlerimiz tarafından yürütülen projelerden elde edilen bulgular, uluslararası alanda da ilgi görmektedir. Özellikle TÜBİTAK ve Ulusal Ajans indekslerine göre proje başvuru sayısında önceki yıllara göre %250 artış bulunmaktadır. Ayrıca COST aksiyonuna üye olan ve faaliyet gösteren sayımızda da gözle görülür artış yaşanmaktadır. ÇOMÜ akademisyenleri tarafından 2023 yılında uluslararası hakemli dergilerde çok sayıda bilimsel makale yayınlanmıştır. Bu makaleler, üniversitenin ürettiği bilginin ve teknolojinin dünya çapında tanınmasına katkıda bulunmuştur. Amacımız kısa ve orta vadede Q1 ve Q2 düzeyindeki yayın sayısını arttırmaktır.

Ulusal ve Uluslararası Ölçeklerde Başarılı Öğrenciler Yetiştiriyoruz

ÇOMÜ, 2023 yılında da lisans ve lisansüstü eğitimde yüksek kalite standartlarını sürdürmüştür. Akredite program sayımızda artış devam etmektedir. Ayrıca kurumsal akreditasyonumuzu 5 yıllık tam akreditasyona taşıma hedefimizin önümüzdeki ay gerçekleştirilecek değerlendirmeler neticesinde başarıyla sonuçlanacağına inancımız tamdır. Üniversite, ulusal ve uluslararası ölçeklerde başarılı öğrenciler yetiştirmeye devam edilmektedir.

Toplumsal Katkı Faaliyetleri ve Toplumsal Sorumluluk Projeleri İle ÇOMÜ Adından Söz Ettiriyor

Üniversitemiz, topluma yönelik çeşitli faaliyetler düzenleyerek, bölgenin kalkınmasına katkıda bulunmuştur. Bu faaliyetler arasında, eğitim ve danışmanlık hizmetleri, sağlık taramaları ve çeşitli kurslar yer almaktadır. Ayrıca ÇOMÜ, 2023 yılında da çeşitli toplumsal sorumluluk projeleri yürütmüştür. Bu projeler, üniversitenin topluma katkıda bulunma ve sosyal sorumluluk bilincini geliştirme çabalarının bir göstergesidir.

Üniversitemiz, 2023 yılında çok sayıda uluslararası ve ulusal etkinliğe ev sahipliği yapmıştır. Bu etkinlikler, farklı ülkelerden ve kentlerden gelen katılımcıların bir araya gelerek kültürel bilgi ve deneyimlerini paylaşmalarına ve kaynaşmalarına imkân sağlamıştır. Bunun yanı sıra düzenlenen çeşitli sanat ve spor etkinlikleri ile de öğrencilerimizin ve akademisyenlerimizin sosyal ve kültürel açıdan gelişimine katkıda bulunulmuştur.

Bölgesel Kalkınmaya Katkımız Artıyor

ÇOMÜ, 2023 yılında da bölgedeki kamu ve özel sektör kuruluşlarıyla iş birliği yaparak Ar-Ge ve teknoloji transferi faaliyetlerine devam etmiştir. Bu faaliyetler, bölgenin kalkınmasına ve refah seviyesinin yükselmesine katkıda bulunmuştur. Üniversitemiz, 2023 yılında da farklı alanlarda uygulama ve araştırma merkezleri kurarak bölgenin ihtiyaçlarını karşılamaya ve kalkınmasına katkıda bulunmaya devam etmiştir.

Bu başarılar, ÇOMÜ’nün eğitim ve araştırma alanındaki güçlü konumunu ve topluma hizmet etme misyonuna olan bağlılığını göstermektedir.

Hedefimiz, Tüm Alanlarda Çalışmalarımızın Çıtasını Yükselmek 

ÇOMÜ olarak, gelecekte de eğitim ve araştırma alanındaki çıtayı daha da yükseltmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Uluslararası alanda daha da görünür olmak, topluma daha fazla katkıda bulunmak ve öğrencilerimize en iyi eğitimi sunmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.

Rektör Erenoğlu’nun konuşmasının ardından Kurumsal Destek Ödülüne layık görülen; Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı, Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü,  Balıkesir İtfaiye Dairesi, İÇTAŞ Çelik Enerji Tersanesi ve Ulaşım Sanayi A.Ş., Kale Grubu Çanakkale Seramik Fabrikaları A.Ş., OPET Petrolcülük A.Ş., Dardanel Önentaş Gıda Sanayi A.Ş., Doğanlar Holding, Biga Ticaret Odası, Ezine Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi, Kolunsağ Muflon Sanayi Limited Şirketi , Uluova Süt Ticaret A.Ş. ve UM Denizcilik Sanayi A.Ş. ‘ye plaket ve belgeleri protokol üyeleri tarafından takdim edildi.

ABD’nin Stanford Üniversitesi tarafından uluslararası ölçütler kullanılarak hazırlanan “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesinde “Elsevier Kariyer Boyu Etki” Kategorisinde Kimya alanında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Şahiner adına ödülü Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hava Özay’a takdim edildi.

ÇOMÜ En’leri Töreni, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Kalite Geliştirme Ödülüne layık görülen akademik ve idari personele belgelerinin verilmesi ile son buldu.

Okumaya Devam Et

Genel

Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Yeni Hizmet Birimi Açılışı Yapıldı

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Terzioğlu Yerleşkesinden Anafartalar Yerleşkesine taşınan Lisansüstü Eğitim Enstitüsü’nün Eğitim Fakültesi Dekanlığı üst katındaki yeni hizmet biriminin açılışı gerçekleştirildi.

Açılışa, Rektör Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Evren Karayel Gökkaya,  ÇOMÜ akademik birim yöneticileri, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü yönetimi, idari personelin yanı sıra Anabilim ve Anasanat Dalı başkanları ile çok sayıda akademisyenler katıldı.

Açılış  konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. R.Cüneyt Erenoğlu, enstitünün yeni hizmet biriminin hayırlı olmasını temenni ederek, emeği geçen tüm personellere teşekkür etti.

Ardından, Rektör Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu çalışma ofisleri, toplantı salonu, diğer oda ve ofisleri ziyaret ederek  çalışanlardan bilgi aldı.

Enstitü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Evren Erginal ise katılımcılara teşekkür ederek başladığı konuşmasında enstitünün yeni yüzünün üniversitemize yakışır bir nitelikte olmasına gayret ettiklerini, rutin idari işle yanı sıra lisansüstü öğrenciler için bilimsel seminer ve kariyer söyleşilerine devam edildiğini belirtti. Bu süreçte Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Zeki Genç’e de verdiği destek için teşekkür eden Erginal, Müdür Yardımcıları Doç.Dr. Derya Girgin, Dr. Öğr. Üyesi İ. Onur Tunç ve Enstitü Sekreteri Arzu Süngü başta olmak üzere, taşınma sürecinde yoğun emek harcayan idari personele de teşekkür etti.

Okumaya Devam Et

Genel

Türkiye’nin Kentsel Dönüşüm Sürecinde QUA Granite Gücü!

Yayınlandı

-

Yayımlayan

QUA Granite Satış Direktörü Yasin Erdoğan

Üstün desen ve renk teknolojisiyle doğanın tüm canlılığını mekanlara taşıyan, Türkiye’nin en büyük teknik granit üreticisi QUA Granite, her zevke ve ihtiyaca hitap eden geniş ürün yelpazesinde yer alan teknik granit serileri ile kentsel dönüşüm projelerine QUA imzası atmaya devam ediyor.

Adımlarını hızlandırarak, her geçen gün daha büyük hedeflere ulaşma çabasını sürdüren QUA Granite, doğallık ve dayanıklılığın mükemmel uyumunu 81 ildeki kentsel dönüşüm projelerinde yaşatmasının yanı sıra, çevre dostu üretim anlayışıyla bu yıl da sektördeki liderliğini pekiştiriyor.

QUA Granite, doğal mermer, ahşap, beton ve taş görünümlü ürünleriyle her mekâna ve projeye uyan ürün serileri ile mekânlara yepyeni bir soluk getiriyor.

QUA imzası taşıyan tüm ürünler, incelikleri ve hafiflikleriyle uygulama sürecini kolaylaştırıyor. Hafif yapıları sayesinde yapılara binen yükü de azaltarak, mimari süreçlere de olumlu katkı sağlıyor. Yapılardaki esnemelerden kaynaklı seramik kırılma ve çatlama oranını ise en aza indirgiyor. Yüksek mukavemeti sayesinde uzun ömürlü kullanım avantajına sahip 7mm inceliğindeki seramikler, yüksek ısı ve don gibi olumsuz koşullara karşı da oldukça dayanıklı bir yapıya sahip olmasıyla öne çıkıyor.

QUA Granite Satış Direktörü Yasin Erdoğan,

“QUA Granite olarak sadece üretime değil, dizayn ve tasarıma da yatırım yaparak her segmente, zevke ve projeye hitap eden tasarımlarımızla farkımızı ortaya koyuyoruz. QUA imzası taşıyan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) Konutları ve Emlak Konut projeleri de 7mm ürünlerimizle daha da güçleniyor. ‘’ dedi.

2024 yılında tüm kentsel dönüşüm projelerine, üstün renk/desen teknolojisi ve üretim güçleri ile talip olduklarının altını çizen Erdoğan, ‘’ Başarı ve geleceğe olan inancımızı, üretimdeki gücümüz ve iş ortaklarımızdan alıyoruz. 2023 yılında 20’den fazla projede yer alarak sürdürdüğümüz başarımızı, 2024 yılında da devam ettirecek olmanın gururunu yaşıyoruz. Yeni dönemde yeni kentsel dönüşüm projelerinde, Türkiye’nin QUA’sı 7 mm seramikleri ile fark yaratmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da tüm kentsel dönüşüm projelerine üstün renk ve desen teknolojimiz, üretim gücümüz ile talibiz.  Kentsel dönüşüm projelerinde imza attığımız başarılarımız ile Türkiye seramik sektöründe takip eden değil takip edilen oyuncu olduk. Bu başarıda emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim. Türkiye’nin en büyük teknik granit üreticisi olarak 41 milyon m2’lik üretimimiz ile çalışmalarımıza ve yatırımlarımıza hız kesmeden devam edeceğiz” dedi.

 

Okumaya Devam Et

BU AY ÇOK OKUNANLAR